13 Ocak 2010 Çarşamba

REKABET HUKUKU

REKABET HUKUKU
Rekabet: Mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarışı,
Hâkim Durum: Belirli bir piyasadaki bir veya birden fazla teşebbüsün, rakipleri ve müşterilerinden bağımsız hareket ederek fiyat, arz, üretim ve dağıtım miktarı gibi ekonomik parametreleri belirleyebilme gücünü,
Teşebbüs: Piyasada mal veya hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzelkişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan bir bütün teşkil eden birimleri,
Teşebbüs Birliği: Teşebbüslerin belirli amaçlara ulaşmak için oluşturduğu tüzelkişiliği haiz ya da tüzelkişiliği olmayan her türlü birlikleri,
Devletin ticaret hayatına müdahalesi iki şekilde gerçekleşir
1-Monopolizasyonu önleme
2-Tüketicinin korunması

Rekabetin Korunması - Anti tröst Uygulama (Antitrust enforcement)
Hukukumuzda bu alanda en son düzenleme 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile meydana getirilmiştir.
Amaç
Kanunun amaç başlıklı 1. maddesinde, amacın 'mal ve hizmet
piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamak' olarak tanımlamaktadır
Yasaklanan Faaliyetler
Yasaklanan faaliyetler 4. maddede yer almaktadır:

a. Mal veya hizmetin alım yada satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet kar gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,

b. Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması yada kontrolü,

c. Mal veya hizmetin arz veya talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışından belirlenmesi,

d. Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot yada diğer davranışlarla, piyasa dışına çıkartılması, yahut piyasaya, yeni gireceklerin engellenmesi,

e. Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak ve yükümlülük ve edimler için eşit durumlardaki kişilere farklı şartların uygulanması,
f. Anlaşmanın niteliği veya ticari teamüllere aykırı olarak, b:" mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınması¬nın zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcılar'"
talep ettiği bir malın veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması, yada arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzma ilişkin şartların ileri sürülmesi
istisnalar
(1) Malların üretim ve dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme veya iyileşmenin veya ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması,
(2) tüketicinin bundan yararlanması,
(3) ilgili piyasaların önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması,
(4) rekabetin 1., ve 2, bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorun... olanlardan fazla sınırlanmaması. Muafiyet kararları en çok beş yıl
için verilir.
Hakim Durumun Kötüye Kullanılması
Bir veya fazla teşebbüsün ülkenin bütününde yada bir bölümünde, bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu tek başına yahut başkalarıyla yapacağı anlaşmalar yada birlikte davranışlar ile kötüye kullanılması hukuka aykırı ve yasaktır.
Kötüye kullanma halleri özellikle şunlardır,

a. Ticari faaliyet alanına başka bir teşebbüsü n girmesine doğrudan veya dolaylı olarak engel olunması yada rakiplerin piyasadaki faaliyetlerini zorlaştırılmasını amaçlayan eylemler,

b. Eşit durumdaki alıcılara aynı ve eşit hak, yükümlülük ve edimler için farklı şartlar ileri sürerek, doğrudan veya dolaylı olarak ayrımcılık yapılması,

c. Bir mal veya hizmetle birlikte, diğer mal veya hizmetlerin sa¬tın alınmasını veya aracı teşebbüsler durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması yada satın alınan bir malın belirli bir fiyatın altında satılmaması gibi, tekrar satış halinde alım satım şartlarına ilişkin sınırlama¬lar getirilmesi,

d. Belirli bir piyasadaki hakimiyetin yaratmış olduğu, finansal teknolojik ve ticari avantajlardan yararlanarak başka bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabet koşullarını bozmayı amaçlayan eylemler,

e. Tüketicinin zararına olarak üretimin, pazarlamanın yada teknik gelişmesinin kısıtlanması. (m.6)

Birleşme veya Devralma
Bir yada birden fazla teşebbüsün hakim durum yaratmaya veya
hakim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında, her hangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azalması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya her hangi bir teşebbüsün yada kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını yada kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır.
Her tür birleşme, ve devralmaların hukuki geçerlik kazanabilmesi için kurula bildirilerek izin alınması gerektiğini kurul, çıkaracağı tebliğlerle ilan eder. (m.7)
Kurulun Yetkileri
Kurul başvuru üzerine, eylemin, birleşmenin anlaşmanın, kararın ve devralmanın bu kanuna aykırı olmadığına dair menfi tespit belgesi verebilir.
İhbar, şikayet veya bakanlığın talebi üzerine kanunun ihlal edildiğini tespit ederse, ihlale son verilmesini, ve rekabetin korunarak ihlal öncesinin korunmasını ister. (m.9)
Yasaklanan faaliyetlere dahil olan anlaşmaların bir ay içinde kurula bildirilmesi gerekir. Kurul ön inceleme ile, işleme izin verir veya nihai karar kadar askıda olduğunu ilgililere tebliğ eder. (m.10). Birleşme ve devralmaların kurula bildirilmesi halinde, kurul para cezası uygular, para cezası ile birlikte eski hale getirilme için gerekli kararları alır. (m.11 )
Rekabet Kurulu Görev ve Yetkileri
Bir başkan, bir başkan vekili olmak üzere 11 üyeden teşekkül eder.
Kurul kanunda yasaklanan faaliyetler ve hukuki işlemler hakkında inceleme, araştırma ve soruşturma yapar. İhlallerin tespiti halinde para cezası uygular ve gerekli tedbirleri alır. (m.27/a) Kurul 27. maddenin sonraki fıkralarında gösterilen görevleri de yapar.
Kurulun inceleme ve Araştırmalarında Usul
Kurul soruşturma açılmasına veya açılmasına gerek olup olmadığı hususunda ön araştırma yapılmasına karar verir. (m.40) Ön araştırma raporu değerlendirilerek soruşturma açılmasına veya açılmamasına karar verir. (m.41) Soruşturma açılmasına karar verilirse, soruşturmayı yürütecek ilgililer belirlenir. Soruşturma en geç 6 ayda tamamlanır. (m.43) Soruşturma için belirlenen yetkililerden oluşan heyet, delilleri toplar.(m.44) Soruşturma sonucu, düzenlenen rapor ilgililere tebliğ edilir ve Kanunu ihlal ettiği belirlenenlere yazılı savunmalarını göndermeleri bildirilir. (m.45) Sözlü savunma yapılmak istendiğinin bildirilmesini takiben, sözlü savunma toplantısı yapılır.(m.46) Sözlü savunma toplantısından sonra 15 gün içinde nihai karar alınır. (m.47, 48)
Kurulun her türlü kararına karşı Danıştaya başvurulabilir.

Tazminat Hakkı ve Zararın Tazmini
Her kim bu kanuna aykırı olan eylem sözleşme ve anlaşma ile
rekabeti engeller, bozar yada kısıtlarsa, yahut belirli mal veya hiz¬met piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. (m.57)
Zarar görenlerin ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödeyecekleri bedel arasındaki fark zarar olarak talep edilebilir. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüsten talep edebilirler. Mahrum kalınan kar da talep edilebilir. Bu hususta geçmiş yıllara ait bilançolarda göz önünde tutulur. (m.58) İspat yükü, fiyatların ilk bakışta. piyasada faaliyet gösteren müteşebbislerce arttırıldığına dair kanıtların sunulması halinde ispat yükü davalı rekabeti sınırlayanlara geçer. (m.59)
Tüketicinin Korunması (Consumer Protection)
Modern, hukuk istemlerinde, tüketicinin korunmasına önem verilmektedir. Sözleşmelerde, zayıf olarak kabul edilmekte ve diğer yan'a karşı korunmaktadır. Sözleşme, genelde diğer yana karşı (contra proferentem) yorumlanmaktadır. Standart sözleşmelerde, hak ve nesafete uymayan klozlar, tüketiciye karşı geçersiz sayılmaktadır.
Tüketicinin korunması, ile ilgili ana kanun "4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'dur. Bu kanun hükümlerini inceleyerek hukukumuzda tüketicinin korunmasını ele alacağız.
. Amaç
Bu kanunun amacı, ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, ve eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak, ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında, gönüllü örgütlenmeyi teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektedir. (m.1)
Tüketicinin Korunması ve Aydınlatılması
Kanunun 4. maddesinde ayıplı mal ve hizmetler ele alınmakta, tanımları yapılmakta, ayıplı mal satım ve alımı içerilmekte ve bu yönden tüketicinin korunması düzenlenmektedir. 6. maddede, taksitli satışlar yer almakta, kampanyalı satışlar 7.ci maddenin konusunu oluşturmakta. 8. ve 9. maddelerde kapıdan satışlarda tüketiciyi koruyucu hüküm ve esaslar yer almaktadır. Rekabetin korunmasında olduğu gibi, hakim durumun kötüye kullanılması (m.6) birleşme ve devralmalar, (m.7) tüketicinin korunmasın dada söz konusu olmaktadır. Tüketici kredisinin düzen-lendiği 10. maddede tüketici kredisi başlığı altında. sözleşmede öngörülen kredi şartları, sözleşme süreci içinde, tüketici aleyhine değiştirilemeyeceği bildirilmektedir. (m.10) Her iki konuda aslında, aynı amaca yöneliktir. Serbest rekabetin sağlanması ve korunması kanununun 13. maddesinde, garanti belgeleri, ve 15. maddede servisi hizmetleri yer almaktadır.
TİCARET ÜNVANI;
HAKİKİ ŞAHISLAR
TTK. md.41"Her tacir, ticari işletmesine müteallik, muameleleri ticaret unvanıyla yapmaya ve işletmesiyle ilgili senet ve sair evrakı bu unvan altında imzalamaya mecburdur
Tescil olunan ticaret unvanının,ticari işletmenin giriş cephesinin herkes tarafından kolayca görülebilecek bir yerine okunaklı bir şekilde yazılması mecburidir."
TTK.md.43 "Hakiki şahıs olan tacirin ticaret unvanı 48 inci maddeye uygun olarak yapabileceği ilaveler ile kısaltılmadan yazılacak ad ve soyadından terekküp eder.
Ticaret unvanına aynı sicil dairesinde daha evvel tescil edilmiş olan unvanlardan açıkça ayırdetmeye yarayacak ilavelerin yapılması mecburidir. Başka bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş olan aynı ad ve soyadı ihtiva eden ticaret unvanı sahibinin haksız rekabetten doğan hakları mahfuzdur."
TTK.md 48"Tacirin hüvviyeti ve işletmenin genişlik ve ehemmiyeti yahut mali durumu hakkında üçüncü şahıslarda yanlış bir kanaatin meydana gelmesine mahal verecek mahiyette veya hakikate yahut amme intizamına aykırı olmamak şartıyla her ticaret unvanına, işletmenin mahiyetini gösteren veya unvanda zikredilen kimselerin hüvviyetini belirten yahut muhayyel adlarından ibaret olan ilaveler yapılabilir."
HÜKMİ ŞAHISLAR
a) KOLLEKTİF ve KOMANDİT ŞİRKETLER:
TTK.md.44"Kollektif şirketin ticaret unvanı, bütün ortakların veya hiç olmazsa ortaklardan birinin adı ve soyadıyla şirketi ve nevini gösterecek ibareyi ihtiva eder.
Adi veya sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin ticaret unvanı; komandite ortaklardan hiç olmazsa birinin ad ve soyadıyla şirketi ve nevini gösterecek bir ibareyi ihtiva eder. Bu şirketlerin ticaret unvanlarında komanditer ortakların ad ve soyadlarının bulunması yasaktır."
b) Limitet,anonim ve kooperatif şirketler:
TTK.md.45"Limited,anonim ve kooperatif şirketler, işletme mevzuu gösterilmek ve 48. madde hükmü mahfuz kalmak şartıyla unvanlarını serbestçe seçebilirler.
Şu kadar ki; ticaret unvanlarında; (Limitet Şirket),(Anonim Şirket),(Kooperatif) kelimelerinin bulunması şarttır.Bunların ticaret unvanında hakiki şahsın ad ve soyadı bulunduğu takdirde şirket nevini gösteren ibarelerin rumuzla veya kısaltılmış olarak yazılmaları caiz değildir."
TİCARET ÜNVANININ DEVRİ:
TTK.md. 51"Ticaret unvanı işletmeden ayrı olarak başkasına devredilemez.Bir işletmenin devri, aksi açıkça kabul edilmiş olmadıkça unvanın dahi devrini tazammun eder."
TİCARET ÜNVANININ KORUNMASI:
TTK.md 52"Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanmak hakkı münhasıran sahibine aittir."
UNVANINA TECAVÜZ EDİLEN KİMSENİN HAKLARI
TTK.md.54"Ticaret unvanı kanuna aykırı olarak başkası tarafından kullanılan kimse, bunun men'ini ve haksız kullanılan ticaret unvanını tescil etmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini ve zarar görmüş ise,kusur halinde bunun da tazminini isteyebilir.
Mahkeme, davayı kazanan tarafın talebi üzerine, masrafı aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere hükmün gazete ile de yayımlanmasına karar verebilir."
İŞLETME ADI
TTK.md.55" İşletme sahibini hedef tutmaksızın doğrudan doğruya işletmeyi tanıtmak ve benzer işletmelerden ayırt etmek için kullanılan adların da sahipleri tarafından tescil ettirilmesi lazımdır. İşletme adları hakkında dahi 28,40,43,fk.2,52,53 ve54 üncü madde hükümleri tatbik olunur."
HAKSIZ REKABET
TTK.md.56"Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suiistimalidir."
HÜSNİNİYET KAİDELERİNE AYKIRI HAREKETLER:
TTK md.57"Hüsniniyet kaidelerine aykırı hareketler hususiyle şunlardır:
1-Başkalarını veya onların emtiasını,iş mahsullerini,faaliyetlerini yahut ticari işlerini yanlış,yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek;
2-Başkasının ahlakı veya mali iktidarı hakkında hakikate aykırı malumat vermek;
3-Kendi şahsi durumu,emtiası,iş mahsulleri,ticari faaliyeti veya ticari işleri hakkında yanlış veya yanıltıcı malumat vermek veyahut;üçüncü şahıslar hakkında aynı şekilde hareket etmek suretiyle rakiplerine nazaran onları üstün duruma getirmek;
4-Paye,şahadetname veya mükafat almadığı halde bunlara sahip imişcesine hareket ederek müstesna kabiliyete malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna müsait olan yanlış unvan yahut mesleki adlar kullanmak;
5-Başkasının emtiası;iş mahsulleri,faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka,
işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla,iltibasa meydan verebilecek surette ad,unvan,marka,işaret,gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa,meydan veren malları,durumu bilerek veya bilmeyerek,satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak;
6-Üçüncü şahısların müstahdemlerine,vekillerine veya diğer yardımcılarına,onları vazifelerini ihlale sevk etmek suretiyle kendisine veya başkasına menfaatler sağlamak maksadıyla veya bu kabil menfaatleri olmadıkça menfaatler temin veya vaat etmek;
7-Müstahdemleri,vekilleri veya yardımcı kimseleri iğfal suretiyle istihdam edenin veya müvekkillerini imalat veya ticaret sırlarını ifşa ettirmek veya ele geçirmek;
8-Hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir şekilde elde ettiği veya öğrendiği imalat sırlarından haksız yere faydalanmak veya onları başkalarına yaymak;
9-Hüsnüniyet sahibi kimseleri iğfal edebilecek surette hakikate aykırı hüsnühal ve iktidar şahadetnameleri vermek;
10-Rakipler hakkında da cari olan kanun,nizamname,mukavele yahut mesleki veya mahalli adetlerde tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet etmemek.
HUKUKİ MESULİYET ÇEŞİTLİ DAVALAR
TTK.md.58" haksız rekabet yüzünden müşterileri,kredisi,mesleki itibari,ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından zarar gören veya böyle bir tehlikeye maruz bulunan kimse:
a-Fiilin haksız olup olmadığının tespitini;
b-Haksız rekabetin men'ini,
c-Haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını,haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini;
d-Kusur varsa zarar ve ziyanın tazminin;
e-Borçlar kanununun 49.uncu maddesinde gösterilen şartlar mevcutsa manevi tazminat verilmesini;isteyebilir.Davacı lehine (d)bendi hükmünce tazminat olarak hakim,haksız rekabet neticesinde davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına dahi hükmedebilir.
Haksız rekabet yüzünden iktisadi menfaatleri haleldar olan müşterekiler de birinci sırada yazılı davaları açabilirler.
Birinci fıkranın b ve c bentleri gereğince bir kimse aleyhine verilmiş olan hüküm,rekabete mevzu olan malları,doğrudan doğruya veya dolayısıyla ondan elde etmiş olan şahıslar hakkında da icra olunur.
İSTİHDAM EDENİN MESULİYETİ
TTK md.59"Haksız rekabet fiili,hizmet veya işlerini gördükleri esnada müstahdemlere veya işçiler tarafından işlenmiş olursa yukarıdaki maddeden birinci fıkrasının (a),(b) ve (c) bentlerinde yazılı davalar, istihdam edenlere karşı dahi açılabilir.
Yukarıdaki maddenin birinci fıkrasının (d) ve (c) bentlerinde yazılı davalar hakkında Borçlar Kanunu hükümleri caridir




Marka, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajlarının gibi çizimle görüntülebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içerir.

Marka Hakkının Elde Edilmesi

Md. 6 -Bu KHK ile sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.

Marka Tescilinde Red İçin Mutlak Nedenler

Md. 7 - Aşağıda yazılı işaretler marka olarak tescil edilemez:

a) 5 inci Md. kapsamına girmeyen işaretler,

b) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar aynı olan markalar.

c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafı kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar,

d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar,

e) Malın özgün doğal yapısından ortaya çıkan şeklini veya bir teknik sonucu elde etmek için zorunlu olan, kendine malın şeklini veya mala asli değerini veren şekli içeren işaretler,

f) Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak markalar,
g) Yetkili mercilerden kullanmak için izin alınmamış ve dolayısıyla Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre reddedilecek markalar,
h) Paris Sözleşmesi'nin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı
dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi, kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği diğer **armalar**, amblemler veya nişanları içeren markalar,

ı) Sahibi tarafından izin verilmeyen Paris Sözleşmesi'nin 1 inci mükerrer 6 ıncı maddesine göre tanınmış markalar,

j) Dini değerleri ve sembolleri içeren markalar,

k) Kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı markalar.

Bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar veya hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanmış ise, (b), (c), (d) bentlerine göre tescili reddedilemez.

Marka Tescilinde Red İçin Nispi Nedenler

Md. 8 - Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda, aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez.

a) Tescil için başvurusu yapılan marka,tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa,

b) Tescil için başvurusu yapılan marka,tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa.
Marka sahibinin ticari vekili veya temsilcisi tarafından markanın kendi adına tescili için, marka sahibinin izni olmadan ve geçerli bir gerekçe gösterilmeden yapılan başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine red edilir.
Tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenilen marka, aşağıdaki hallerde tescil edilmez.

a) Markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş ise,

b) Belirtilen işaret, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyorsa.

Marka, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabilir. Ancak, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karekterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu red edilir.

Tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.

Ortak ve garanti markalarının sona ermesinden itibaren üç yıl içinde ortak marka veya garanti markası ile aynı veya benzeri olan marka tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir.

Bir markanın yenilenmeme nedeniyle koruma süresinin dolmasından sonra iki yıl içerisinde aynı veya benzer markanın, aynı veya benzer mal ve hizmetler için yapılan tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir.
MARKANIN KORUMA KAPSAMI

Marka Tescilinden Doğan Hakların Kapsamı

Md. 9 - Aşağıda belirtilen hallerde, marka sahibinin izni alınmadan markasının kullanılmasının önlenmesini talep etme yetkisi vardır:

a) Markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması,

b) Tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk üzerinde, işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılması,

c) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal veya hizmetlerle benzer olmayan mal veya hizmetlerde kullanılması halinde, tescili istenen işaretin kullanılmasıyla tescilli markanın itibarından dolayı haksız avantaj elde edecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterine zarar verecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılması.

Aşağıda belirtilen durumlar, birinci fıkra hükmüne göre, yasaklanabilir:

a) İşaretin mal veya ambalajı üzerine konulması,

b) İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi veya bu amaçla stoklanması, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi veya o işaret altında hizmetlerin sunulması veya sağlanması,

c) İşareti taşıyan malın ithali veya ihracı,

d) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarda kullanılması.
Markanın sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayın tarihi itibariyle hüküm ifade eder. Markanın tescili için yapılacak başvurunun yayınlanmasından sonra doğabilecek durumlarla ilgili olarak tazminat talebi yapılabilir. Ancak başvurunun yayını ile doğan haklar, tescilin yayınıyla birlikte tescilli markadan doğan hakların kapsamı içinde değerlendirilir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayınlanmasından önce karar veremez.

Markanın Sözlük veya Başka Başvuru Eserlerinde Yer Alması

Md. 10 - Tescilli bir markanın, tescilli olduğu belirtilmeden bir sözlük, ansiklopedi veya bir başka başvuru eserinde, jenerik ad izlenimi verecek şekilde, yayımlanması durumunda, marka sahibinin talebi üzerine yayımcı, yayımın sonraki ilk sayısında yanlışlığı düzeltir.

Ticari Vekil veya Temsilci Adına Tescilli Markanın Kullanımının Yasaklanması

Md. 11 - Marka sahibinin ticari vekili veya temsilcisi adına, marka sahibinin izni alınmadan marka tescili yapılması halinde; marka sahibi kullanım için yetki vermemiş ise ve ticari vekil veya temsilcinin haklı bir gerekçesi yoksa, marka sahibinin markasının kullanılmasına itiraz etmek hakkı vardır.

Marka Tescilinden Doğan Hakların Kapsamında İstisna

Md. 12 - Dürüstce ve ticari veya sanayi konularla ilgili olarak kullanmaları koşuluyla üçüncü kişilerin, ad ve adresini, mal veya hizmetlerle ilgili cins,kalite,miktar kullanım amacı,değer, coğrafi kaynak ,üretim veya sunuluş zamanı veya diğer niteliklere ilişkin açıklamaları kullanmaları marka sahibi tarafından engellenemez.
Markanın Kullanılması

Md. 14 - Markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir.
Aşağıda belirtilen durumlar markayı kullanma kabul edilir.

a) Tescilli markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden markanın farklı unsurlarla kullanılması,

b) Markanın yalnız ihracat amacıyla mal ya da ambalajlarında kullanılması,
c) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması,
d) Markayı taşıyan malın ithalatı.

MARKA TESCİLİNDEN DOĞAN HAKLARLA
İLGİLİ HUKUKİ İŞLEMLER

Markanın Hukuki İşlemlere Konu Olması
Md. 15 - Tescilli bir marka, başkasına devir edilebilir, miras yolu ile intikal edebilir, kullanma hakkı lisans konusu olabilir, rehin edilebilir. Rehin hakkı bakımından Medeni Kanunun rehin hakkına ilişkin hükümleri uygulanır.
Tescilli bir marka üzerindeki sağlar arası işlemler yazılı şekle tabidir.
Markanın Devri
Md. 16 - Marka, tescil edildiği mal veya hizmetlerin tümü veya bir kısmı için devir edilebilir.
Bir işletmenin aktif ve pasifleri ile birlikte devri, aksi kararlaştırılmamışsa, işletmeye ait markaların da devrini kapsar. Bu hüküm, işletmenin devrine, sözleşmeden doğan yükümlülük halinde uygulanır.

İkinci fıkra hükmü hariç olmak üzere, bir markanın devri, mahkeme kararının sonucu olan devir hariç, yazılı olarak yapılır ve devir sözleşmesi taraflarca imzalanır. Aksine sözleşmeler hükümsüzdür.
Markanın devri, mal veya hizmetlerin coğrafi kaynağı,kalitesi veya markanın kendisi ile ilgili olarak halkı yanılgıya düşürebilecek nitelikte ise, yeni marka sahibi halkı yanılgıya düşürmeyecek şekilde mal veya hizmetlerde marka tescilinin sınırlı bir hale getirilmesini kabul etmediği takdirde, devir işlemi Enstitü tarafından yapılmaz.
Tescilli bir markanın devri sırasında aynı markanın veya ayırt edilemeyecek derecede benzerinin, aynı veya halkı yanılgıya düşürecek derecede benzeri mallar veya hizmetler için başka marka tescillerinin bulunması halinde, bu markalarında devredilmesi şarttır.
Devir, taraflardan birinin talebi üzerine, sicile kayıt edilir ve yayınlanır.
Devir, sicile kayıt edilmediği sürece, taraflar markanın tescilinden doğan yetkileri iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri süremez.

Ticari Vekil veya Temsilci Adına Tescilli Markanın Devri
Md. 17 - Marka sahibinin izni olmadan onun ticari vekili veya temsilcisi adına marka tescil edilmesi halinde, ticari vekil veya temsilcinin haklı bir gerekçesi yoksa, marka sahibinin söz konusu tescilin kendi lehine devir edilmesini isteme yetkisi vardır.

Markanın Teminat Olarak Gösterilmesi

Md. 18 - Tescilli bir marka, işletmeden bağımsız olarak, teminat olarak gösterilebilir.
Markanın teminat olarak gösterilmesi, taraflardan birinin talebi üzerine, sicile kayıt edilir ve yayınlanır.
Haciz
Md. 19 - Tescilli bir marka işletmeden bağımsız olarak, haciz edilebilir.
Haciz sicile kayıt edilir ve yayınlanır.
Lisans
Md. 20.- Tescilli bir markanın kullanım hakkı, tescil edildiği mal veya hizmetlerin bir kısmı veya tamamı için lisans sözleşmesine konu olabilir.
Lisans Şartları

Md. 21 - Lisans, inhisari lisans veya inhisari olmayan lisans şeklinde verilebilir.
Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa, lisans inhisari değildir. Lisans veren markayı kendi kullanabileceği gibi, üçüncü kişilere aynı markaya ilişkin başka lisanslar da verebilir.
İnhisari lisans söz konusu olduğu zaman, lisans veren başkasına lisans veremez ve hakkını açıkça saklı tutmadıkça, kendisi de markayı kullanamaz.
Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa lisans sahipleri, lisanstan doğan haklarını üçüncü kişilere devir edemez veya alt lisans veremez.
Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa lisans hakkını alan kişi, markanın koruma süresinde markanın kullanılmasına ilişkin her türlü tasarrufta bulunabilir.
Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa, inhisari lisansa sahip olan kişi, üçüncü bir kişi tarafından marka sahibinin markadan doğan haklarına, tecavüz edilmesi durumunda, marka sahibinin bu KHK uyarınca açabileceği davaları, kendi adına açabilir. İnhisari olmayan lisans sahiplerinin, dava açma hakları yoktur. Altıncı fıkra hükümlerine göre, markaya tecavüz dolayısıyla dava açma hakkı olmayan bir lisans alan, noter vasıtasıyla yapacağı bir bildirimle, gereken davayı açmasını marka sahibinden isteyebilir. Marka sahibinin, bu talebi kabul etmemesi veya bildirimin alındığı tarihten itibaren, üç ay içinde, gerekli davanın açılmaması halinde, lisans alan yaptığı bildirimi de ekleyerek, kendi adına dava açabilir. Lisans alan, ciddi bir zarar tehlikesi karşısında ve söz konusu sürenin geçmesinden önce, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden telep edebilir. Lisans alan, dava açtığını marka sahibine bildirir.
Marka sahibi, talimatlarıyla uygunluk içinde, lisans alan tarafından üretilen malın veya sunulan hizmetlerin kalitesini garanti edecek önlemleri alır.
Sözleşme şartlarının lisans alan tarafından ihlali halinde, tescilli bir markadan doğan haklar, lisans alana karşı, dava yoluyla ileri sürülebilir.
Lisans sicile kayıt edilmediği sürece, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.
Lisans sözleşmelerinde bu KHK ile konuya ilişkin diğer kanun, tüzük, yönetmelik ve tebliğlere aykırı hükümler bulunamaz. Bu tür düzenlemeler lisans tarihinden sonra yapılsa dahi, lisans sözleşmelerindeki aykırı hükümler geçersiz sayılır.
Hukuki İşlemlerin Başvurulara Uygulanması
Md. 22 - Devir, lisans, intikal, haciz, rehin ve marka sahibi hakkındaki değişiklikler ile ilgili hukuki işlemler marka başvurularına da uygulanır.


MARKA HAKKINA TECAVÜZ DURUMLARI

Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Fiiller
Md. 61 - Aşağıda yazılı fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) 9 uncu maddenin ihlali,
b) Marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek,
c) Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak,

d) Marka sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir etmek,
e) (a) ila (c) bendlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak,
f) Kendisinde bulunan ve başkası adına tescilli bir markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini taşıyan ürünün veya ticaret alanına çıkarılan malın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak.
Md. 61/A
a- Marka hakkı sahibi olarak belirtilmesi gereken kimlik bildirimini gerçeğe aykırı olarak yapanlar, marka koruması olan bir eşya veya ambalajı üzerine konulmuş, marka koruması olduğunu belirten işareti yetkisi olmadan kaldıranlar, kendisini haksız olarak marka başvurusu veya marka hakkı sahibi olarak gösterenler hakkında, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezasına ve üçyüz milyon liradan altıyüz milyon liraya kadar para cezasına,
b- Hak ve alakası olmadığını veya tasarruf yetkisi bulunmadığını bilmesi gerektiği halde, marka korunmasına ilişkin mevzuatın devir ve intikal, rehin ve haczi ile ilgili maddelerinde yazılı haklardan birini veya bu hakla ilgili lisansı başkasına devreden, veren, rehneden, bu haklar üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunanlar ile korunan bir marka hakkının sahibi olmadığı veya koruma süresinin bittiği veya marka hakkının hükümsüzlüğü veya marka korumasından doğan hakkının sona ermesi durumlarında; kendisinin veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticari evrakına veya ilanlarına, hukuken korunan bir marka hakkı ile ilgili olduğu kanısını uyandıracak şekilde, işaretler koyan veya bu amaçla yazılı ve görsel basındaki ilan ve reklamlarda, bu tarzda yazı, işaret veya ifadeleri kullananlar hakkında, iki yıldan üç yıla kadar hapis cezasına ve altıyüz milyon liradan bir milyar liraya kadar para cezasına,

c- 61 inci maddede yazılı fiilerden birini işleyenler hakkında, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına ve altıyüz milyon liradan bir milyar liraya kadar para cezasına, ayrıca işyerlerinin bir yıldan az olmamak üzere kapatılmasına ve aynı süre ticaretten men edilmelerine hükmolunur.

Yukarıda yazılı suçlar hizmetlerini yaptıkları sırada bir işletmenin çalışanları tarafından doğrudan doğruya veya emir üzerine işlenmişse çalışanlar ve suçun işlenmesine mani olmayan işletme sahibi, müdür veya temsilcisi ve hangi unvan ve sıfatla olursa olsun işletmeyi fiilen yöneten kişi de cezalandırılır. Bu tüzelkişinin işleri yürütülürken bu maddede sayılan suçlardan biri işlenirse, tüzelkişi, masraflar ve para cezasından müteselsilen sorumlu olur. Fiile iştirak edenler hakkında olayın mahiyetine göre Türk Ceza Kanunu'nun 64, 65, 66 ve 67 nci maddeleri hükümleri uygulanır. Bu maddede sayılan suçlardan dolayı kovuşturma şikayete bağlıdır.
Bu Md. hükümlerinin uygulanmasında 1412 sayılı Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu'nun 344 üncü maddesinin birinci fıkrasının 8 numaralı bendi uygulanmaz. Marka korumasından doğan hakları tecavüze uğrayandan başka, 61 inci maddede sayılanlar dışında kalan suçlarda Enstitü; marka hakkı sahibi olarak belirtilmesi gereken kimlik bildiriminin gerçeğe aykırı olarak yapılması ile korunan bir marka hakkının sahibi olmadığı veya koruma süresi bittiği veya herhangi bir sebeple marka hakkının hükümsüzlüğü veya marka korumasından doğan hakkının sona ermesi durumlarında; kendisinin veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticari evrakına veya ilanlarına , hukuken korunan bir marka hakkı ile ilgili olduğu kanısını uyandıracak şekilde, işaretler koyma veya bu amaçla yazılı ve görsel basındaki ilan ve reklamlarda bu tarzda yazı, işaret veya ifadelerin kullanılması durumlarında 5590 veya 507 sayılı kanunlara tabi kuruluşlar ve Tüketici Dernekleri de şikayet hakkına sahiptir. Şikayetin fiil ve failden haberder olma tarihinden itibaren iki yıl içinde yapılması gerekir.
Bu kapsamdaki suçlarla ilgili şikayetler acele işlerden sayılır. Bu kanun hükümlerine göre marka hakkı başvurusu veya marka korumasından doğan haklara tecavüz dolayısıyla üretilmesi cezayı gerektiren eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, gereç, cihaz, makine gibi vasıtaların zapdedilmesi veya elkoyulması veya yok edilmesinde Türk Ceza Kanunu'nun 36 ıncı maddesi hükmü ile Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanır.
Marka Sahibinin Talepleri
Md. 62 - Marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibi, mahkemeden, aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulması,
b) Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini,
c) Marka hakkına tecavüz dolayısı ile üretilmesi veya kullanılması cezayı gerektiren eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, cihaz, makine gibi vasıtalara el koyulması talebi,
d) (c) bendi uyarınca el konulan ürünler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması; (Bu durumda, söz konusu ürünlerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değer, kabul edilen tazminatı aştığı zaman, marka sahibinin fazlayı karşı tarafa ödemesi gerekir.)
e) Marka hakkına tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle bu maddenin (c) bendine göre el koyulan ürünlerin ve araçların üzerlerindeki markaların silinmesi veya marka hakkına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası talebi,
f) Marka hakkına tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya yayın yoluyla duyurulması.